28 Temmuz 2010 Çarşamba

Princess Mononoke

Yönetmen: Hayao Miyazaki
Stüdyo: Studio Ghibli
Tür: Macera, Fantastik
Yapım Yılı: 1997
Bölüm Sayısı: Film
Anime Puanı: 10/7.5



Princess Mononoke, Türkçe olarak Prenses Mononoke, tamamen fantastik bir dünyada ve eşi benzeri olmayan bir ortamda geçiyor. Nago adında, içine şeytan ruhu girmiş dev bir yaban domuzu Emishi köyüne saldırır. Köyün son prensi Ashitaka, köyünü kurtarmak için çarpışır fakat domuz ölmeden Ashitaka’yı kolundan yaralar ve laneti ona da bulaştırır. Köyün bilge kadını da Ashitaka’ya lanetin kolundan tüm vücuduna yayılacağını ve sonunda ruhunu da sararak öleceğini söyler. Ashitaka’dan köyünden temelli ayrılmanın simgesi olarak uzun saçlarını keser ve domuzun geldiği tarafa, batıya doğru yolculuğa koyulur. Amacı elbette lanetine çare bulmaktır. Ashitaka yolculuğu sırasında garip bir keşiş ile tanışır ve keşiş Ashitaka’ya orman tanrısından bahseder. Ashitaka da doğal olarak orman tanrısını aramaya koyulur kendisini Irontown (Demir Şehir) de bulur. Kadınlar tarafından yönetilen ve demir ocakları olan bu şehir tanrılara karşı gelmektedir. Ayrıca Ashitaka gizemli kurt kız ile de karşılaşır. Kurt kız, kurt tanrısı tarafından büyütülmüştür ve ormanı koruyama, yani Demir Şehrine karşı gelmektedir. Durum böyle olunca Ashitaka kendisini iki karşıt tarafın tam ortasında bulur ve iki tarafın da barış yapması için çaba sarf eder.

Prenses Mononoke, harikulade çizimleri ve fantastik öğeleri ile bir Miyazaki eseri olduğunu açıkça belli ediyor. Fakat izlediğim diğer iki Miyazaki yapımının yanında (Howl’s Moving Castle ve Spirited Away) Prenses Mononoke biraz sönük kalıyor. Atmosfer bazen çok düşüyor ve açıkçası hayvanlara dayalı senaryosu bence biraz zayıf kalmış. Fantastik ve başka animelerde göremeyeceğimiz onca şey Mononoke’de mevcut, hatta her Miyazaki animesinde olduğu gibi gözleriniz bayram ediyor ama bir bütün olarak baktığımızda konu aslında insanlar ve normalinden iki – üç kat daha büyük hayvanlar arasında geçiyor. Ayrıca ortada bir de ormanlar tanrısı var ama olmasa da olurmuş. İsmi ve birkaç hareketi dışında açıkçası animeye hiçbir katkısı yok. Az sayıda olan müzikleri ise çok güzel. Türkçe dublajı da hiç fena olmamış.

Sonuç olarak Prenses Mononoke güzel ve ilginç bir anime ve Miyazaki’nin parmağı kendini çok belli ediyor. Fakat eğer Miyazaki filmlerine yeniyseniz önce Spirited Away (Ruhların Kaçışı) ve Howl’s Moving Castle’a (Howl’un Yürüyen Şatosu) bir göz atın derim.

7 Temmuz 2010 Çarşamba

Summer Wars

Yönetmen: Mamoru Hosoda
Stüdyo: Madhouse Studios
Tür: Macera
Yapım Yılı: 2009
Bölüm Sayısı: Film
Anime Puanı: 10/9



Summer Wars’ın konusunu anlatmadan önce senaryonun etrafında şekillendiği “OZ” sisteminden bahsetmek istiyorum. OZ sistemi çok gelişmiş bir internet programıdır ve hemen her şey bu sistem üzerinden yapılabilmektedir. Oluşturduğunuz karakter (avatar) ile Oz programında oyun oynayabilir, alışveriş yapabilir, milyonlarca kullanıcı ile sohbet edebilir, işinizi OZ üzerinden görebilirsiniz. Hatta birçok büyük kurum işlerini OZ sistemi üzerinden görmektedir. Örneğin GPS sistemi OZ tarafından düzenlemektedir veya su işleri müdürlüğü plan ve krokilerini OZ’a yüklemiştir. Fakat tıpkı gerçek hayatta gibi OZ’da da herkes her istediği yere ulaşamamaktadır. Yani normal bir öğrenci, az önce örneğini verdiğim su işlerinin kayıtlarına asla erişememektedir. Uzun lafın kısası OZ, günlük yaşamın çok önemli bir parçasıdır. Zaten anime başlarken ilk önce OZ sisteminden uzunca bahsetmektedir.

Kenji Koiso’da OZ sisteminde part-time moderatörlük yapan, matematik uzmanı sıradan bir öğrencidir. Yine normal bir günde, arkadaşı ile işini yapan Kenji’nin yanına bir üst sınıfta okuyan Natsuki adındaki kız gelir. Natsuki panik içinde part-time iş için birine ihtiyacı olduğunu söyler. Bu talihli kişi Kenji olur ve Natsuki onu ailesinin, daha doğrusu tüm ailesinin toplandığı büyükannesinin evine, doğum gününe götürür. Kenji’nin görevi ise Natsuki’nin erkek arkadaşını oynamaktır. Aile oldukça kalabalıktır ve herkesin huyu suyu birbirinden farklıdır. En önemlisi ise aile daima birbirlerine büyükanne yolu ile bağlıdır. Burada ne işi olduğunu düşünen ve şaşkınlığını hala üzerinden atamayan Kenji’ye gece bir mesaj gelir. Mesaj bir matematik algoritmasıdır. Kenji merak içinde algoritmayı çözer ve cevabını yollar. Ertesi gün ise kıyamet kopacaktır. Çünkü birisi güvenliği asla kırılamaz denilen OZ sistemini hacklemiştir ve hayat altüst olmak üzeredir. Üstelik hackleyen kişi Kenji’nin avatarını kullanmaktadır.

Summer Wars’ta ilginç bir ailenin kenetlenerek OZ sistemine karşı verdiği ilginç mücadeleye tanıklık ediyoruz ve atmosfer daima yüksek ve eğlenceli geçiyor. İlk bakışta anime Denno Coil gibi OZ ve internet sistemi üzerine kurulu gibi geliyor ama aksine tamamen aile bağlarına ve insanların özelliklerini kullanarak baş başa vermelerini ele alıyor. Tek kusuru içinse aile kalabalık olduğundan bazılarının daha çok arka planda kalıyor. Bunun dışında animede pek fazla göze çarpan, bu olmamış dedirten bir öğe yok.

Görsellik olarak Summer Wars diğer animelere göre daha gerçekçi çizimler kullanılmış. Yani kocaman gözlü veya göğüslü kızlar yerine normal çekik gözlü, Japon’a daha çok benzeyen, daha doğrusu normal bir insana daha çok benzeyen karakter çizimleri kullanılmış. Summer Wars’ta fazla müzik kullanılmadığından (neredeyse hiç yok) anime teknik özelliklerini daha çok görsellik yönünden kapatmaya çalışmış ve başarmış da diyebilirim.

Özetle, eğer içinde her şeyi barındıran, yeri geldiğinde neşelendiren, yeri geldiğinde hüzünlendiren ve en önemlisi ilginç hikâyesi ile asla sıkmayan güzel bir anime filmi arıyorsanız Summer Wars’a bir göz atmanızı öneririm.

5 Temmuz 2010 Pazartesi

Scrapped Princess

Yönetmen: Soichi Masui
Stüdyo: Bones
Tür: Aksiyon, Macera, Fantastik
Yapım Yılı: 2003
Bölüm Sayısı: 24
Anime Puanı: 10/8.5



Hikâye fantastik bir dünyada, on beş yaşındaki Pacifica Cassul etrafında dönüyor. Pacifica aslında bir prensestir. Erkek ikiz kardeşi ile beraber doğduğunda Mauser kilisesi bir kehanet gerçekleştirir ve kız doğanın on altı yaşına bastığında dünyayı zehirleyip yok edeceğini öne sürer. Bunun sonucunda Leinwan kralı kızının öldürülmesini emreder. Muhafızlar yeni doğmuş kız bebeğini uçurumdan aşağıya atar fakat küçük kız ölmez ve onu bulan Cassul ailesi küçük bebeği evlat edinir. Cassul ailesi sarı saçlı, mavi gözlü bu bebeğe Pacisifa adını verir ve diğer çocukları Shannon ve Raquel ile beraber yetiştirmeye başlar. Aradan on beş sene geçtiğinde, Pacifica on beş yaşına geldiğinde “Scrapped” yani dışlanmış prensesin yaşadığı haberleri ayyuka çıkar. Bunun üzerine Shannon, Raquel ve Pacifica bulundukları köyü terk etmek zorunda kalır. Anime de üç kardeşin yolculuğu ile başlıyor. Shannon ve Raquel, Pacifica’nın dünyayı yok edeceği kehanetini asla önemsememiştir. Onlar için Pacifica küçük kız kardeşlerinidir ve ölene kadar onu koruyacaklardır.

Scrapped Princess’in konusu aslında oldukça basit fakat bölümler ilerledikçe asıl senaryo meydana çıkıyor ve Pacifica’nın gerçekte ne olduğu gibi çok önemli sorular cevaplanmış oluyor. Öyle ki, bölümler ilerledikçe gelişen olaylar ve ilk başta bizlere sunulanın sadece küçük bir parça olduğunu görünce insan çok şaşırıyor. Bu yeni senaryo da Scrapped Princess’i diğer animelerden daha fark edilebilir kılıyor.

Animenin bir diğer artısı da karakterleri. Fakat artısı olduğu kadar eksisi de çünkü karakter bolluğu tamam güzel ama Furet karakteri dışında öyle göze çarpan, karizmatik veya tecrübe sahibi gibi gözüken bir karakter yok. Hepsi (bir iki tanesi hariç) gencecik çocuklar ve yaşları on sekizi bile geçmiyor. Yani eğer koskoca bir krallığın en iyi tümeninin başında on sekiz yaşlarında bir çocuk varsa bu işte kesin torpil var derim:)

Scrapped Princess’in atmosferi de çok dengesiz. Bazı bölümler her yönden çok iyiyken bazen insanın canı sıkılabiliyor. Tabi atmosfer her zaman düşmüyor, genel olarak iyi ama dediğim gibi yinede insan bazen animeden kopabiliyor.

Görsellik olarak anime çok iyi. Fantastik dünya da çok iyi tasvir edilmiş. Öyle abuk sabuk, çok fazla uçuk şeyler yok. Her şey gayet gerçekçi ve abartıya kaçmıyor. Müzikleri ise biraz arka planda kalıyor. Açılış ve kapanış parçalarını ben pek beğenmedim. Seslendirmeler ise harika. Özellikle Pacifica’nın sesi müthiş olmuş ve Pacifica’ya müthiş uymuş.

Sonuç olarak Scrapped Princess adı pek fazla duyulmamış bir anime fakat fantastik ortamlarda geçen, kılıçları ve büyüleri seven herkese bu animeyi önerebilirim.