31 Mayıs 2012 Perşembe

Salaryman Kintaro

Yönetmen: Tomoharu Katsumata
Stüdyo: JFC
Tür: Komedi, Dram
Yapım Yılı: 2001
Bölüm Sayısı: 20
Anime Puanı: 10/6



Salaryman Kintaro’nun 20 bölümlük animesinin yanı sıra, 1999 yapımı bir live-action filmi ve yine live-action yapımı 44 bölümlük serisi bulunmaktadır.

Animenin kahramanı adı seriye de adını veren Yajima Kintaro. Kendisi liseyi yarıda bırakmıştır ve üye sayısı yirmi bine kadar ulaşan bir motosiklet çetesinin sert ama adil lideridir. Günün birinde Akemi adında bir kızla tanıştığında sert karakterinin yanında duygusal yönü açığa çıkar ve Kintaro, Akemi ile evlenir. Evlilikten sonra da büyük motosiklet çetesi dağılır. Akabinde Akemi doğum yapar ama doğumda maalesef hayatını kaybeder. Eşini kaybeden Kintaro’nun Ryuta adında nur topu gibi bir oğlu olur. Kintaro ölen karısı Akemi’ye Ryuta’yı “adam gibi” yetiştireceğine söz verir ve hayatını kurtardığı Yamato İnşaat’ın kurucusunun şirketinde işe girer. Animede de hiçbir eğitimi olmayan ama “adam gibi adam” olan Kintaro’nun iş dünyasındaki maceralarına tanıklık ediyoruz.

Salaryman Kintaro kötü bir anime sayılmaz ama ben açıkçası daha fazlasını bekliyordum çünkü anime genellikle Great Teacher Onizuka ile karşılaştırılıyordu. Ve benim gördüğüm tek benzerlik iki animenin karakterinin de eskiden motosikletli bir çetenin üyesi olduğu yönünde. Tamam, birisi öğretmen diğeri iş dünyasına atılıyor ama animelerin seyri tamamen farklı. Salaryman Kintaro’da olaylar hep aynı sırada işliyor. Ortada ya ufak tefek ama zengin ya da yapılı ve kocaman bir kötü karakter vardır ve Kintaro zenginde genellikle insanları kenetleyerek yapılıda ise onu döverek olayları çözüyor. Çözerken de “gerçek bir erkek” olmanın koşullarından ve “gurur”dan bolca bahsediyor. Bu sahneler birkaç kez tekrarlansa da aslında eğlenceliler ve insanı gaza getirebiliyor. Animenin esas sıkıcı olan kısmı Yamato İnşaat’lı kısımlar. Şirket üzerinde bence fazla durulmuş. Şirket içinde yaşanan çatışmalar, yasal olmayan belgeler, rüşvetler ve komplolar üzerinde bence fazla durulmuş. Yok şu şirket şöyle yapmış, arkasında bürokratlar var, o buna para vermiş, belgeler değiştirilmiş falan derken ben bu yerlerde bayağı bir sıkıldım. Ve bu olayları genellikle Kintaro çözüyor asıl Kintaro olaya dâhil olduğunda, yani aksiyon başladığında izlenebilir duruma geliyor.

Animenin çizimleri yapım yılını göze aldığımızda biraz eskiler ve çözünürlüğü yüksek, kaliteli görüntülüsü yok. Varsa bile ben bulamadım. Bu yüzden anime kalitesiz çizimler, daha doğrusu kalitesi düşük çizimleri yüzünden ilk bakışta size itici gelebilir. Bunların yanında animede bolca kan kullanılmaktan çekinilmemiş ve artık günümüz animelerinde pek olmayan çıplaklık unsuru (bayanların göğüslerinin görünmesi) bu animede karşımıza çıkıyor. Animenin müzikleri ise eski tarz ve kaliteli. Açılış parçası çok yakışmış ama kapanışı beğendim diyemem.

Özetle Salaryman Kintaro fazla beklenti olmadan izlenebilecek, çerezlik bir anime.

23 Mayıs 2012 Çarşamba

Natsume Yuujinchou Shi

Yönetmen: Takahiro Omori
Stüdyo: Brain’s Base
Tür: Doğaüstü
Yapım Yılı: 2012
Bölüm Sayısı: 13
Anime Puanı: 10/8.5



















Natsume Yuujinchou’nun ilk üç sezonunun incelemesine buradan ulaşabilirsiniz.

2008, 2009 ve 2011 yılında çıkan üç sezondan sonra 2012 yılında Natsume dördüncü sezonu ile karşımıza çıktı. Geçmiş sezonları ve animenin hikâyesini kısaca hatırlayacak olursak; Takashi Natsume, çocukluğundan beri kimsenin göremediği ruhları görebilmektedir. Ruhlar da bunu fark edince onu hiç rahat bırakmazlar. Kimisi yardım isterken kimisi zarar vermek peşindedir. Natsume’nin çocukluğu bu zorluklarla geçmiştir ve kimse onun ruhları gördüğüne inanmadığı için ismi hep yalancıya çıkmıştır. Ruhlar yüzünden diğer insanları rahatsız ettiği için Natsume, sürekli akrabalarının arasında gidip gelmiştir çünkü annesini ve babasını kaybetmiştir. Natsume lise çağına başladığında Fujiwara çiftinin yanına taşınır ve bu sefer kimseye zorluk çıkarmayacağını kendi kendine söz vererek, görebildiği ruhlardan bu sefer kimseye bahsetmez. Seride de Natsume’nin bundan sonra yaşadıklarına şahitlik ediyoruz.

Natsume Yuujinchou Shi, yani dördüncü sezonun ise ilk üç sezondan aslında hiçbir farkı yok. Anime sanki hiç ara vermemiş gibi aynen devam ediyor ve hiçbir yenilik içermediği gibi güzelliğinden hiçbir şey de kaybetmemiş. İlk üç sezonda yaşadığımız o sevimli atmosfer, Nyanko Sensei faktörü, Natsume’nin arkadaşları ve ruhlarla ilişkisi yine 13 bölüm boyunca bizlere aktarılmış. Tabi tüm karakterler de yine bizlerle.

Dördüncü sezonun çizimleri geçmiş iki sezonu gibi oldukça kaliteli. (İlk sezon sanki biraz buğulu gibiydi) Rengârenk ve sevimliler. Yeni bir açılış ve kapanış barçası ile karşımıza çıkmasına rağmen bölümler sırasında alışageldiğimiz müzikler de yine bizlerle.

Kısacası Natsume Yuujinshou Shi hakkında bahsedecek pek bir şey yok. Dediğim gibi tam bıraktığı yerden devam ediyor ve sanki hiç ara olmamış gibi aynı seviyede ilerliyor. Hatta bu yüzden dördüncü sezon için yeni bir başlık açıp açmama konusunda kararsız bile kalmıştım. Ayrıca, eğer bir beşinci sezon gelecekse bence artık birkaç değişiklik şart. Natsume artık üniversiteye gidebilir, sevgilisi olabilir veya evlenmiş bir yetişkin olmuş olabilir çünkü her ne kadar anime kaliteli bir çizgide ilerliyorsa da toplam 52 bölümden sonra yine aynen devam etmek monotonluğa yol açabilir. Ve son olarak dördüncü sezonu izlemeden önce elbette ilk sezondan başlamayı unutmayın.

16 Mayıs 2012 Çarşamba

Hoshi o Ou Kodomo

Yönetmen: Makoto Shinkai
Stüdyo: Comix Wave
Tür: Fantastik, Macera
Yapım Yılı: 2011
Bölüm Sayısı: Film
Anime Puanı: 10/7




















Hoshi o Ou Kodomo veya Türkçe adı ile Derinliklerden Gelen Kayıp Sesi Arayan Çocuklar, Asuna adındaki genç kızın başına gelen ilginç bir macerayı ele alıyor. Asuna erken yaşta babasını kaybetmiştir. Annesi ise geceleri hastanede çalıştığı için günlerini genellikle tek başına geçirmektedir. Bir yandan derslerinde sınıf birincisi olan Asuna, ev işleri ile de ilgilenir ve tek eğlencesi yamaçlarında yaşadıkları dağın tepesinde radyo dinlemektir. Dağın tepesinde bir açıklıkta Asuna, babasından kalma kristal radyosu ile müzik dinlemeyi çok sever. Özellikle sadece dağın o bölümünden dinleyebildiği gizemli şarkıyı her gün dinlemektedir. Günün birinde yine özel yerine giderken, köprü üstünde garip bir yaratık karşısına çıkar. Asuna’yı yaratıktan Shun adında genç bir oğlan kurtarır. Shun, Asuna’ya “Agartha” adlı bir yerden geldiğini anlatır ve Asuna ertesi gün okulda Agartha’nın ne olduğunu öğrendiğinde kendisini fantastik bir olayın içinde bulur.

Anime filminin konusu ilk bakışta heyecan verici gibi gözükse de dakikalar ilerledikçe anime maalesef performans kaybediyor ve istediğini veremiyor. Zaten daha baştan anime ağır ilerlemeye başlıyor ve birkaç hızlı sahne dışında açıkçası beni pek tatmin etmedi. Kurgu, yaratılan fantastik dünya ve özellikle az sonra bahsedeceğim çizimler güzel ama senaryonun işlenişi vasat kalmış. Demek istediğim, animeyi izlerken heyecanlanmıyorsunuz ve acaba şimdi ne olacak diye sizde merak uyandırmıyor.

Senaryosunun zıttı olarak animenin çizimleri olağanüstü. Ghibli yapımları ile yarışabilecek manzara çizimleri eşsiz bir kaliteye sahip. Bakmaya doyamıyorsunuz. Sadece sırf bu çizimlere tanıklık etmek için bile animeyi izleyin bile derim. Renklerin uyumu, parlaklığı ve yumuşaklığı mükemmel. O fantastik havayı, o diyarları sanki sizlerde içindeymişsiniz gibi hissettirmeyi başarıyor. Müziklerin de çizimlerden aşağı kalır yanı yok. Bir tek anime biterkenki parça pek ilgimi çekmedi, o kadar.

Özetle Hoshi o Ou Kodomo izleyicisine görsel bir şölen sunuyor ama senaryo bakımından sınırda kalmış bir anime. Ben, görsel şöleni tatmanız için animeyi izlemenizi öneririm ama hikâyesi bakımından da beklentileriniz fazla olmasın.


11 Mayıs 2012 Cuma

Bakuman 2

Yönetmen: Kenichi Kasai
Stüdyo: J.C. Staff
Tür: Dram, Komedi, Günlük Hayat
Yapım Yılı: 2011
Bölüm Sayısı: 25
Anime Puanı: 10/8














Bakuman 2, ilk sezonun bittiği yerden doğrudan devam ediyor. İlk sezonun incelemesini ve genel olarak hikâyeyi buradan öğrenebilirsiniz.

İlk sezonu çok kısa bir şekilde hatırlayacak olursak; Mashiro ve Takagi mangaka olmak istiyorlardı ve mangaları animeye uyarlandıktan sonra Mashiro, seyyu olan Azuki ile evlenecekti. Ayrıca “Crow” adlı diğer bir manga serisinin yazarı Eiji Nizuma’yı da mutlaka geçmek istemekteydiler. İlk sezonda iyi kötü yaşanan birçok olaydan sonra Mashiro ve Takagi, editörleri Hattori ile beraber “Trap” adlı mangalarının Jack dergisinde seri haline getirmeyi başarmışlardı. Akabinde Mashiro ve Takagi’nin editörleri değişip, Miura adında Hattori’ye nazaran daha çaylak birisi gelmişti. Tam burada da ilk sezonu sona erdirmiştik. İkinci sezonda tam buradan devam ediyor. Mashiro ve Takagi bir yandan serileştirilmenin mutluluğunu yaşarken diğer yandan editörlerinin değişmesinin şaşkınlığını yaşıyorlar. Fakat Miura da ilk bakışta iyi birine benziyordur ve ona güvenmeyi karar verirler. Mashiro ve Takagi’nin yanına artık serileri olduğu için üç asistan da verilmiştir ve ayrıca sezonun yeni karakteri olan (daha doğrusu ilk sezonda adı geçen ama henüz gözükmeyen) Hiramaru ile bu sezon tanışıyoruz.

İkinci sezonun işleniş bakımından aslında ilk sezondan pek bir farkı yok. Açıkça söyleyeyim, ilk 7-8 bölüm bana sıkıcı geldi. Bu bölüm aralığında Trap’ın geleceği, serinin tehlikeye girmesi ve en sonunda iptal edilmesinin gündeme gelmesi işleniyor ve hep aynı şeyler dönüyor. Trap’ın yeni bölümü çiziliyor, sonuçlar bekleniyor. 9-10. bölüm civarına geldiğimizde ise anime hız kazanıyor çünkü olaylar değişmeye, daha doğrusu içerik yenilenmeye başlıyor. Yenilik dedim ama bu yenilik de olayların başa dönmesinden başka bir şey değil. Biraz spoiler olacak ama Trap’ın iptalinden sonra neredeyse ilk sezonun başına geri gidiyoruz ve ikilimiz yeni projeleri ile serileştirilme işine geri dönmeye çalışıyorlar.

Bakuman 2’de genel olarak hikayede pek bir değişiklik olmasa da ilk bölümler haricinde anime güzel bir çizgide ilerliyor. Dediğim gibi işleniş ilk sezonun aynısı olsa da ayrıntılar seriyi izlettirmeyi başarıyor. Mesela Azuki ile Mashiro’nun aşk hikayesinin biraz da olsa adama dönmesi, yeni karakterlerin ve eski karakterlerin çıkması, yeni editör Miura derken bölümler akıp gidiyor. Ayrıca bu sezon nasıl olduysa Nizuma’ya karşı olan nefretim tamamen geçmiş durumda ama onun yerine kendisini dünyayı kurtaran adam sanan artist baş editöre fena halde kıl oldum:) Son olarak bir durum daha dikkatimi çekti; Miura olmasaymış bence ikinci sezonda olmayacakmış. Bakuman 2’yi izledikten sonra büyük ihtimalle bana hak vereceksiniz.

Görsel olarak söyleyeceğim fazla bir şey yok. Görüntüler ve çizimler ilk sezonla aynı ve kaliteli. İlk sezonun incelemesinde de bahsetmiştim; karakterler anime ilk başladığında orta sona gidiyorlardı ve dev gibiler demiştim. İkinci sezon son bulduğunda ise üniversiteye gidiyorlar ama hala aynılar. Tamam, boyları zaten yeterince uzun ama hiç olmazsa yüzleri biraz daha olgunlaşsaymış veya saç stilleri değişseymiş. Ha 14 yaşındaki Mashiro ya 19. Hiçbir fark yok. Müzikler ise genel anlamda iyiler. Bir adet içeriği ilerleyen bölümlerde değişen açılışı ve iki kapanışı mevcut.

Bakuman 2 tam bir devam sezonu ve eğer ilk sezonu izlemeden ilk sezonu izlerseniz doğal olarak hiçbir şey anlayamazsınız. Genel olarak ikinci sezon için başarılı diyebilirim, hiç olmazsa ilk sezondan daha düşük seviyede değil. Bakuman’ın 3. sezonunda Mashiro ve Takagi’ye şimdiden başarılar.