Stüdyo: Bones
Tür: Dram
Yapım Yılı: 2009
Bölüm Sayısı: 11
Anime Puanı: 10/10
Daha şimdiden söyleyeyim, ne Berserk, ne GunGrave, ne Death Note, nede başka bir anime beni böyle çok derinden etkilememişti. Hem de basit ve günlük hayatımızın parçası olan bir konuyla; depremle…
Giriş paragrafında da bahsettiğim gibi Tokyo Magnitude 8.0’da konu deprem. Altıncı sınıf öğrencisi Mirai ve üçüncü sınıf öğrencisi Yuuki kardeştirler. Yaz tatili geldiğinde küçük Yuuki, Tokyo’ya bağlı yapay Odaiba adasındaki robot sergisine gitmek ister. Hem babası hem de annesi çalışmak zorunda olduğundan Yuuki’yi istemeden de olsa ablası Mirai sergiye götürür. Sergide Yuuki çok eğlense de, Mirai’ın pekiyi vakit geçirdiği söylenemez. Sergi çıkışı Yuuki tuvalete gitmesi gerektiğini söyler ve Mirai’da onu dışarıda bekler. İşte tam o an beklenmedik bir şey olur ve tam 8.0 büyüklüğünde bir deprem meydana gelir. Binaların çökmesini ve yerin çatlamasını korku ile izleyen Mirai, deprem bittikten sonra kardeşi Yuuki’yi aramak için çökmek üzere olan binanın içine girer. Burada daha önce de karşılaştığı ve bir motosikletli kurye olan Mari ile karşılaşır. Mirai ve Mari, Yuuki’yi binadan çıkarır ve beraber takılmaya başlarlar. Çünkü hem Mirai ile Yuuki’nin hem de Mari’nin evi aynı istikamettedir. Tabi evlerine ulaşmaları o kadar kolay değildir. Çünkü doğal olarak metrolar, otobüsler, kısacası hiçbir şey çalışmamaktadır. Hayat bir anda felç olmuştur ve tek gidiş yolu yayan olarak enkazların arasından geçmektir.
Tokyo Magnitude 8.0’ın konusu aslında oldukça basit ama işlenişi mükemmel ve oldukça gerçekçi. Mirai ve Yuuki ebeveynleri için endişe duyarken Mari de daha dört yaşında olan kızı ve annesi için endişelenmektedir. Bir yandan acaba yaşıyorlar mı, iyiler mi psikolojinde evlerine gitmeye çalışırlarken bir yandan da arşçı depremlerle ve yemek, sığınak gibi ihtiyaçlarla baş etmeye çalışırlar. Ortada öyle bir tablo vardır ki, her taraf neredeyse enkaz olmuştur ve ölü sayısı sürekli artmaktadır. Hayatlarında ceset görmemiş iki küçük çocuk eve gitme yolunda onlarca cesetle karşılaşmaktadırlar. Mari ise hem çocukları teselli etmeye çalışırken, bir yandan da kendi çocuğunun akıbetini merak etmektedir. Anlatmak istediğim, bir depremzedenin gözünden olayları izliyorsunuz ve senaryo akışı ile atmosfer öyle mükemmel ki kapılmamak elde değil.
Görsel olarak da anime oldukça kaliteli ve deprem sahneleri bir hayli etkileyici. Elbette ölen insanlar, kan gibi şeyler ekrana fazla yansıtılmıyor ama bahsettiğim gibi kurgu ve atmosfer öyle iyi ki bunlara gerek kalmıyor ve kendinizi gerçekten oradaymış gibi hissediyorsunuz. İnsanların yaralarını sarma ve hayatta kalma çabaları yetiyor da artıyor. Çizimlerde fena sayılmaz. Hele küçük Yuuki’nin yüz ve ağız ifadesine bayıldım diyebilirim. Müzikler de seriye çok iyi oturmuş. Açılış parçası fena sayılmaz ama Melody adındaki kapanış parçası çok güzel.
Özetle Tokyo Magnitude 8.0 şu ana kadar izlediğim en güzel anime ve beni ağlatmayı bile başarabilen tek anime diyebilirim. Hele ki son iki bölümde yaşananlara hüzünlenmemek elde değil, insanın gözleri istemese bile doluyor. Tokyo Magnitude 8.0’ın böyle harikulade bir anime olduğunu bilseydim çok ama çok daha önce izlerdim. 11 bölüm sizlere çok kısa gelebilir ama gerek konusu gerekse karakterlerin yaşadıkları bakımından 11 bölüm yeterli olmuş. Sonuçta kimse dünyayı kurtarmıyor, üstün maceralar, dövüşler yaşanmıyor. Üç depremzedenin Odaiba adasından evlerine gitmeye çalışmalarını ve yaşadıkları dramı büyük bir hayranlık ve içtenlikle izliyoruz. Uzun lafın kısası, her anime severin Tokyo Magnitude 8.0’ı mutlaka izlemesini öneririm. Çünkü bu denli gerçekçi, dram ağırlıklı ve yaşanmış veya yaşanması muhtemel bir olayı anlatan başka bir anime daha yoktur.
Görsel olarak da anime oldukça kaliteli ve deprem sahneleri bir hayli etkileyici. Elbette ölen insanlar, kan gibi şeyler ekrana fazla yansıtılmıyor ama bahsettiğim gibi kurgu ve atmosfer öyle iyi ki bunlara gerek kalmıyor ve kendinizi gerçekten oradaymış gibi hissediyorsunuz. İnsanların yaralarını sarma ve hayatta kalma çabaları yetiyor da artıyor. Çizimlerde fena sayılmaz. Hele küçük Yuuki’nin yüz ve ağız ifadesine bayıldım diyebilirim. Müzikler de seriye çok iyi oturmuş. Açılış parçası fena sayılmaz ama Melody adındaki kapanış parçası çok güzel.
Özetle Tokyo Magnitude 8.0 şu ana kadar izlediğim en güzel anime ve beni ağlatmayı bile başarabilen tek anime diyebilirim. Hele ki son iki bölümde yaşananlara hüzünlenmemek elde değil, insanın gözleri istemese bile doluyor. Tokyo Magnitude 8.0’ın böyle harikulade bir anime olduğunu bilseydim çok ama çok daha önce izlerdim. 11 bölüm sizlere çok kısa gelebilir ama gerek konusu gerekse karakterlerin yaşadıkları bakımından 11 bölüm yeterli olmuş. Sonuçta kimse dünyayı kurtarmıyor, üstün maceralar, dövüşler yaşanmıyor. Üç depremzedenin Odaiba adasından evlerine gitmeye çalışmalarını ve yaşadıkları dramı büyük bir hayranlık ve içtenlikle izliyoruz. Uzun lafın kısası, her anime severin Tokyo Magnitude 8.0’ı mutlaka izlemesini öneririm. Çünkü bu denli gerçekçi, dram ağırlıklı ve yaşanmış veya yaşanması muhtemel bir olayı anlatan başka bir anime daha yoktur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder