25 Şubat 2010 Perşembe

Black Lagoon

Yönetmen: Sunao Katabuchi
Stüdyo: Madhouse Studios
Tür: Aksiyon, Dram
Yapım Yılı: 2006
Bölüm Sayısı: 12 + 12
Anime Puanı: 10/7.5



Black Lagoon adlı anime serisi 12’şer bölümlük iki seriden oluşuyor ve ikinci sezon, hemen ilk sezonun bittiği yerden başlıyor. Konu olarak anime 90’lı yıllarda, Tayland’daki kurgu şehir olan Roanapur’da geçiyor. “Lagoon Company” adındaki bir şirket, torpido gemileri ile güney asya denizinde kaçakçılık yapmakta, Roanapur’da bulunan çetelerin, mafya örgütlerinin ve diğer herkesin getir – götür işlerini taraf tutmayarak para karşılığında yerine getirmektedir. Bu yüzden herkes işlerine bağlılığı ve tarafsızlıklarını korudukları için onlara güvenmektedir. Bu kaçakçılık işleri bazen çok tehlikeli çatışmalara dönüşebilmektedir. Görevlerin çoğunu da eski Rus askerlerin oluşturduğu ve Roanapur’a hakim olan “Hotel Moscow” adındaki kanlı mafya örgütü vermektedir.

İri yarı siyahî arkadaşımız Dutch, bilgisayar kurdu Benny ve iki silah taşıdığı için “two hand” lakaplı (fakat genellikle psikopat, manyak, deli karı diye anılan) ve silahlı çatışmalara bayılan Revy, Lagoon şirketinin asil çalışanlarıdır. Günün birinde bir görev alırlar ve görevleri Japon mandıralı bir gemiyi basıp, yolculardan birinin taşıdığı çok önemli bir diski ele geçirmektir. Bu yolunun adı Rokuro Okajima, nam-ı diğer Rock’tur. Lagoon elemanları diski ve rehine olarak Rock’u yanlarına alır ve tekneleri ile kaçarlar. Fakat Rock’un çalıştığı şirket işin peşini bırakmaz ve Lagoon şirketinin ardından paralı asker yollar. Rock da çok geçmeden anlar ki, esasında kurtarılmak istenen sadece disktir ve gerekirse Rock’da gözden çıkarılabilir. Nitekim yaşanan çatışmalar sonucu Rock’un şirketi diski ele geçiremez ve Lagoon şirketi diski yeni sahibine ulaştırmayı başarır. Görev tamamlandığı için Rock’unda rehine olarak hiçbir değeri kalmaz. (Zaten yoktu da) Lagoon şirketi Rock’a yol verir fakat Rock’un ülkesi Japonya’da artık onu bekleyen bir hayatının olmadığını, itilip kakılmaktan bıktığını söyleyerek Lagoon şirketine girmek ister. Ve sonunda da Lagoon şirketinin eleman sayısı üçten dörde çıkar.

Bu anlattığım neredeyse birinci bölümün tamamıydı ve geri kalan bölümlerde de Lagoon şirketinin başından geçen çılgın olaylar anlatılıyor. İkinci sezon ise bir yıl sonrasından başlıyor ve aynı hızda devam ediyor.

Karakter bakımından Black Lagoon animesi bir hayli zengin. Animeye sürekli yeni karakterler girip çıkıyor. Özellikle terminatöre taş çıkartan “Maid” yani hizmetçi adındaki karakter harika. Bunun dışında daha birçok değişik ve uçuk karakter mevcut. Başta zaten Hotel Moscow ve liderleri Bayan Balalaika, Çin mafyasının başı Chan, şehre silah sokan ve satan kilise, psikopat ikizler gibi birçok karakter var.

Çatışmalarda ise kan gövdeyi götürüyor ve aksiyon tavana vuruyor ama bazen aşırı mantıksızlaşıyor. Demek istediğim eğer iki metre önünde duran ve elinde sadece bir katana tutan koca adamı iki silahınla vuramıyorsan bu bana mantıksız gelir. Demek istediğim aynı adam katanası ile mermiyi ikiye bölebilir, tamam buna bir lafım yok. Hatta süper bile ama o kadar çarpışma yaşanıyor, Revy’nin etrafını belki onlarca insan sarıyor ama hiçbir kurşun durduğu yerden kıpırdamayan bu kadına isabet etmiyor ve bu kadına hiçbir şey olmuyor. Durum böyle olunca da biraz gülünç oluyor. Özetle uçuk olaylara kabulüz, zaten atmosferi heyecanlı kılan da bunlar ama mantıksız ve sanki bilgisayar oyunu oynuyormuş ve ölümsüzlük şifresi yazmış gibi karaktere bir şey olmuyorsa, burada dur derim.

Atmosfer bakımından Black Lagoon çoğu bölüm çatışmaların yaşattığı heyecan ile geçiyor ama bazense çok sıkıcı olabiliyor. Özellikle erkeklerin gururu ezik Rock bazen öyle bir konuşmaya başlıyor ki, hal ve tavırları ile küçük Emrah’ı aratmıyor. Bu adamı niye ikinci bölümde öldürmediler ki? Hayır, çok önemli bir rolü de yok. Seri genellikle tüm atraksiyon onda olduğu için Revy etrafında geçiyor. Kısacası serinin başkarakterlerinden biri olan Rock çoğunlukla seriyi aşağıya çekerken toplaması Revy’ye düşüyor. Yani madem bu kadar eziksin neden daha başta Roanapur'a geliyorsun? Bak Benny'e, o da çatışmalara falan girmiyor, arka planda kalıyor ama adam işi biliyor.

Görsellik olarak anime bir hayli kaliteli. Hiçbir şiddet ve kan öğesinden çekinilmemiş ve ne var ne yok kullanılmış. Müzikler de kaliteli ve her iki sezonun da hem açılışı hem kapanışı aynı. Teknik olarak Black Lagoon’un bir eksiği yok diyebilirim.

Sonuç olarak Black Lagoon iyi bir anime ama bazen Rock Efendi bahsettiğim gibi atmosferi iyice batırabiliyor. Buna karşın izlenmeye değer bir yapım olarak düşünüyorum.

15 Şubat 2010 Pazartesi

Azumanga Daioh

Yönetmen: Hiroshi Nishikiori
Stüdyo: Genco
Tür: Okul, Komedi
Yapım Yılı: 2002
Bölüm Sayısı: 26
Anime Puanı: 10/6.5



Azumanga Daioh adlı anime serisi, 26 bölüm boyunca kişilikleri birbirinden farklı altı kızın okul hayatını konu alıyor. Anime 10 yaşındaki Chiyo’nun üstün zekâsından dolayı ilkokulu atlayıp liseye geçmesi ile başlıyor. Dediğim gibi de altı ana karakterlerin üç yıllık lise hayatlarını, komedi unsurları ile donatılmış şekilde bizlere sunuyor. Her bölümde başka bir olaya şahit oluyoruz ve genellikle aynı şeyler karşımıza çıkıyor. Yani Japon’ların “spor” ve “kültür” festivallerini tam üç kez farklı bir biçimde izliyoruz. Ve bunların dışında da anime pek farklı bir çizgiye çıkmıyor. Sürekli aynı şeyler tekrarlanıyor ve konu aynı olsa da içerik değiştirilerek bizlere sunuluyor. Demek istediğim Azumanga Daioh klasik okul animelerine hiçbir yenilik katmıyor ve hatta aynı şeylerin birkaç kez olması bazen insana yine mi dedirttirebiliyor.

Animenin şüphesiz bel kemiği, dayanak noktası, nefes alma sebebi kesinlikle altı karakteri. Kızlarımızı kısaca tanıtacak olursam; yukarıda da bahsettiğim Chiyo liseye 10 yaşında başlıyor ve doğal olacak okulun en kısa boylu kızı oluveriyor. Fakat zekâsı ve aldığı sorumluluklarla çoğu hengâmeden arkadaşlarını kurtaran o oluyor. İkinci karakterimizin adı Ayumu, namı diğer Osaka. Kendisine Osaka’dan geldiği için Osaka olarak sesleniyorlar. Oldukça saf ve geç anlayan Osaka grubun en garip ve komik kızlarından. Üçünü karakterimiz Yomi. Kendisi zeki ve derslerine çalışan bir tip ama kiloları ile bir hayli takıntılı durumda. Tomo da ilkokuldan beri Yomi ile aynı sınıfta bulunan dördüncü kızımız. Kendisi tam bir geri zekalı, mongol ve yaptığı her hareketi ile sinir bozucu. Beşinci karakterimiz, gruba ikinci sınıfta katılan Kagura. Kendisi yüzme takımında olduğu için sürekli yanık tenle geziyor ve oldukça sportif bir yapıya sahip. Fakat dersleri için aynı şey geçerli değil. Son karakterimiz de Sakaki. Kendisi grubun en uzun boylu ve en sessiz kızı. Kimsenin bilmediği bir özelliği var ve o da hayvanları ve pelüş oyuncakları çok sevmesi. Onların dışında sınıf ve beden eğitmenleri de seride önemli yer tutuyor. Ayrıca bazen liseli kızlardan açıkça hoşlandığını belirten sapık öğretmen Kimura ve kimlik sorunu yaşayan lezbiyen Kaorin de ara ara çıkan karakterler. Lezbiyen kelimesi bazıları için ağır gelmiş olabilir ama öyle:) Yani kız rüyasında beyaz atlı prensi olarak Sakaki’yi düşünüyorsa, sürekli onun hayalini kuruyorsa lezbiştir:)

Fark edeceğiniz üzere altı karakterin altısı da kız ve okullu bir seri olmasına rağmen hiç erkek karakter bulunmuyor. Olay sürekli kızlar etrafında dönüyor ve dolayısıyla muhabbetleri de değişik oluyor. Animenin komedi unsurları ise çok güzel kullanılmış. Fazla baymıyor ve bayat değiller. Birde serinin içeriği biraz daha kaliteli olsa çok daha güzel şeyler çıkabilirmiş.

Görsellik bakımından anime de hiçbir sorun yok. Mimikler ve tuhaf surat efektleri çok güzel kullanılmış ve her daim komiklik diye abuk sabuk şeyler gözümüze sokulmuyor. Yani kıvam çok iyi. Müzikler bakımından ise Azumanga Daioh’un açılış parçası hayatımda dinlediğim en berbat açılış parçasıydı. Böyle bir şey resmen olamaz. Bunun dışında kapanış müziği idare eder ama bölümler esnasında kullanılan müzikler cuk oturmuş diyebilirim.

Sonuç olarak Azumanga Daioh tam anlamıyla klasik bir okul-komedi animesi ve içeriği olarak bir hayli olağan. Konu olarak zayıf kalması, hiç erkek karakterin bulunmaması gibi birkaç eksisi var ama bunlara rağmen artıları ve komedi unsurlarının dengeli kullanılmış olması seriyi yinede izlenebilir kılıyor.