Yönetmen: Satoshi Nichimura
Stüdyo: Madhouse Studios
Tür: Spor, Dram, Komedi
Yapım Yılı: 2009
Bölüm Sayısı: 26
Anime Puanı: 10/8
2000 yılında anime olarak çıkan Hajime no Ippo, tam dokuz sene aradan sonra ikinci sezonu ile yine karşımıza çıktı. İlk sezona göre oldukça kısa görünen anime, Hajime no Ippo 2: New Challenger adıyla ve 26 bölüm olarak karşımıza çıkıyor.
Konu olarak ikinci sezon birincinin tam bıraktığı yerden devam ediyor. Ippo artık Japonya tüysıklet şampiyonudur ve ilk kemerini koruma maçına bile çıkmıştır. Fakat ikinci sezonda Ippo kemeri ile beraber biraz geri planda kalıyor ve anime daha çok diğer karakterler üzerinde yoğunlaşıyor. Öyle ki, anime Miyata’nın, Ippo’dan daha aşağıda kalmamak için Pasifik tüysıklet kemer maçı ile başlıyor. Ardından Ippo’yu tek yenen adam olan Date Eiji’nin efsane süper şampiyon Ricardo Martinez ile olan dünya tüysıklet kemer maçı ile devam ediyor ve Takamura’nın Biran Hawk ile junior ortasıklet dünya kemer maçı ile son buluyor. Tabi arada Ippo da bir iki tane orta derecede önemli maça çıkmıyor değil. Ama dediğim gibi Ippo bu sefer geri planda ve ikinci sezonu diğer karakterler götürüyor.
Maçlara değinecek olursam, mangasında da öylemi bilmiyorum ama (ki çok yakında devam ettiği için mangaya da başlayacağım.) ilk sezona göre maçlar bana biraz daha abartılı geldi. Özellikle Takamura’nın Bryan Hawk ile (ki Hawk kişilik ve psikopatlık olarak aşırı derecede Tekken’deki Bryan Fury’ye benziyor) yaptığı maçın yanında Rocky’nin Ivan Drago ile yaptığı maç solda sıfır kalır. Demek istediğim ilk serideki heyecanı ve gerçekçiliği ikinci sezonda pek tadamadım. Elbette ilk seride de Ippo bir posta dayak yedikten sonra genellikle maçı çeviriyordu ama makul ve mantık çerçevesinde ilerliyordu. Bu sefer öyle şeyler oluyor ki, sanki adamlar resmen ölümden geri geliyorlar. Birde belki de ilk sezonu bitirdikten hemen sonra ikinci sezona başladığım için bana öyle geldi, bilemem ama çok fazla flashback kullanılmış. Yani eğer benim gibi iki sezonu da peş peşe izlerseniz bazı bölümler biraz sıkılabilirsiniz. Çünkü daha birkaç gün önce izlediğim şeyi adamlar uzun uzun gözüme sokuyor. Fakat tam tersi olarak dokuz sene sonra izleyen adam için bu flashbackler çok güzel tazeleme olur.
Görsel olarak geçen yıllar ve gelişen teknoloji sayesinde görüntü kalitesi çok daha artmış. Çözünürlüğü, kontrastı, karakter çizimler mükemmel. Ayrıca söylemeden edemeyeceğim, yahu bu Takamura saçları dağınıkken ne yakışıklı adammış:) Müziklerde ise açılış ve kapanış parçalarına bir sözüm yok ama maç esnasında çalan keman ağırlıkla orkestra müziğini hiç yakıştıramadım. Nerede ilk sezonda insanı gaza getiren, her atmosfere uygun müthiş müzikler diyor insan. Çalan parçalar kötü demek istemiyorum ama olaya bence hiç uymamışlar. Son olarak Mashiba’nın kardeşi Kumi’nin sesinin değişmesi gözümden kaçmadı.
Uzun lafın kısası, ilk sezonun yanında ikinci sezon biraz sönük kalmış gibi. Elbette mangasının devam etmesinin payı büyük ama hiç olmazsa bölüm sayısı daha fazla olsaydı daha çok şey işlenebilirdi ve Ippo bu kadar geri planda kalmazdı. Sonuç olarak ilk seriyi izleyen herkes bu seriyi de mutlaka izlemelidir ama ilk serideki tadı alamayabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder