18 Temmuz 2013 Perşembe

Suisei no Gargantia

Yönetmen: Kazuya Murata
Stüdyo: Production I.G.
Tür: Bilimkurgu, Macera, Mecha
Yapım Yılı: 2013
Bölüm Sayısı: 13
Anime Puanı: 10/9.5




















Suisei no Gargantia, izleyenini uzak geleceğe götürüyor. Artık sadece efsane olarak anılan bir zamanda dünya üzeri buzulların erimesi ile tamamen sularla kaplandığı için insanlık uzaya göç etmiştir. İnsanların “Avalon” adı verdikleri ütopyada herkes belirli bir uyum ve disiplin altında yaşamaktadır. Bu ütopyada herkesin bir görevi vardır ve zayıf veya hasta olanlara katiyen yer yoktur. Avalon’u korumakla görevli askeri birimin adı ise Galaktik İnsanoğlu Birliği’ne aittir. Bu birliğin amacı Avalon’u “Hideauze” (kanımca İngilizce hideous/iğrenç kelimesinden geliyor) adlı uzaylı türüne karşı savaşmaktır. Galaktik İnsanoğlu Birimi ve Hideauze’lar uzun yıllardır süren bir savaşın içindedir ve bu savaş artık insanlık için işe gitmek gibi normal bir hal almıştır. 


Animenin kahramanı Ledo da Galaktik İnsanoğlu Birliği’nin üyesi bir askerdir. Robotu (Machine Kaliber) ve aynı zamanda yapay zekâsı olan Chamber ile nice savaşlara katılmıştır. Machine Kaliber’a bağlı yapay zekâ Chamber’in görevi Ledo’nun gelişimini gözlemek ve ondan emirler almaktır. Yine günün birinde Hideauze’larla savaşırken çekilme sırasında bir aksilik oluşur ve Chamber’in içindeki Ledo uzay boşluğuna savrulur. Bu esnada Chamber’da Ledo’ya uyku moduna geçirir. Yaklaşık altı aylık bir zaman diliminden sonra Chamber, Ledo’yu uyandırmak zorunda kalır çünkü bazı insanlar Chamber’ı açmaya çalışmaktadır. Ledo bu insanları ilk önce avareler sanır ve etrafta kimse olmadığında Chamber’dan çıkar. Fakat ortalıkta bir gariplik vardır. Avarelerin yaşadığı bu mekânda yer çekimi mükemmel ve havadaki oksijen oranı çok iyidir. Ayrıca Chamber’ın yaptığı analizlere göre bu insanlar avare değildir çünkü ilkel ve bilinmedik bir dili konuşuyorlardır. Kısa bir süre sonra Ledo, Chamber’i incelemeye gelen Amy ile karşılaşır ve Ledo kendisini savunmak için silahını çeker. Ortada dil sorunu da olunca kargaşa boy gösterir ve alarmlar öter. Ledo hemen Amy’yi rehin alır ve bulundukları kapalı mekândan çıkmaya çalışır. Ve çok geçmeden Ledo büyük bir sürpriz ile karşılaşır. Chamber’in yaptığı analizlere göre Ledo, artık efsane sayılan ve tamamen sularla kaplı olan, insanlığın kökeni ve güneş sisteminin üçüncü yıldızı olan dünyadadır. Efsanelerdeki gibi dünya suyla kaplanmıştır ama insanların tümü uzaya açılmamıştır. İnsanlar birden çok fazla geminin bir araya gelmesi ile oluşan dev filolarda yaşamaktadır ve Ledo’nun bulunduğu filonun adı da Gargantia’dır.



Eğer mecha tarzı ile benim gibi pek aranız yoksa Gargantia gözünüzü beni korkuttuğu kadar korkutmasın. Anime uzayda Hideauze’lara karşı bir savaş sahnesi ile başlıyor ve etrafta kocaman Machine Kaliber’lar, patlayan lazerler, haddinden fazla değişik terimler var ama anime asıl olarak Ledo’nun dünyaya düşmesi ile başlıyor. Chamber sayesinde konuşan dev bir robot var ama asıl odak noktası Ledo’nun yok olduğu sanılan bir dünyanın bambaşka insanlarla ilişkisi. Ledo’nun geldiği ütopyaya göre Gargantia sakinleri onun gözünde disiplinsiz, etrafta koşuşturan çocuklar yüzünden eğitim yetersiz ve hasta ile yaşlılar hiçbir işlevi olmadan barındığı için gereksizdir. Bu yüzden Gargantia’daki yaşam Ledo’nun geldiği yerin bir nevi zıt kutuplardır. Anime Ledo’nun başta Amy olmak üzere Gargantia sakinleri ile ilişkisi ve uyum çabası çok güzel işlenmiş. Tabi Gargantia sakinlerinin gökten gelen “uzaylı çocuğa” karşı tutumları da başarılı. Animenin en başarılı yönlerinden birisi de dil unsuru. Ledo’nun geldiği yer ve dünyalıların konuştuğu dil farklı ve bu farklılık başarılı işlenmiş. Ledo’nun başlarda hiç konuşamaması, sonra çatpat konuşması olsun, Chamber’in dünya dilini analiz edip öğrenmesi ve tercümanlık görevi üstlenmesi hoş ve güzel ayrıntılar. Yani Ledo’nun bir nevi bambaşka bir dünyadaki bu insanlara uyum göstermeye ve onları anlamaya çalışmasına odaklanıyor anime ve bir hayli de başarılı.

Suisei no Gargantia çizimleri ile gördüğüm en rengârenk animelerden birisi. Her rengin her tonlaması kullanılmış ve mekânlara parlak ve cıvıl cıvıl renkler hâkim. Özellikle bayan karakterler klasik anime karakterleri ama abartılı değiller. Çizimlerde tek beğenmediğim taraf yine bayan karakterlerin elmacık kemiklerinde, omuzlarında, dirseklerinde veya dizlerinde fondöten gibi kırmızılıkların olması. Daha önce de Zetsuen no Tempest’te karşıma çıkan bu teknik açıkçası bana göre gereksiz. Sanırsam karakterleri şirin göstermeye çalışıyorlar ama yersiz diye düşünüyorum. Müziklerde ise açılış ve kapanış parçası daha iyi olabilirmiş. Kötü parçalar değiller ama animeye yakıştıklarını düşünmüyorum. Bölümler esnasında çalan parçalar ise çok daha başarılı. Hele bazı anlarda atmosfere katkıları çok büyük oluyor.

Suisei no Gargantia’nın sondan önceki iki bölümünde hikâyenin akışı sanki daha iyi olabilirmiş gibi geliyor bana ama barındırdığı sürpriz gelişmeler ve başarılı bir final ile güzel bir kapanış gerçekleştiriyor anime. Bahsettiğim gibi anime mecha odaklı bir anime değil ve tür olarak mecha barındırıyor diye izlememek hata olur. Suisei no Gargantia’nun bu kadar başarılı bir yapım olabileceğini tahmin etmiyordum ve dolayısıyla beklentilerimi fazlasıyla karşıladı diyebilirim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder