1 Ekim 2013 Salı

Shingeki no Kyojin

Yönetmen: Tetsuro Araki
Stüdyo: Wit Studio, Production I.G.
Tür: Aksiyon, Fantastik, Dram
Yapım Yılı: 2013
Bölüm Sayısı: 25
Anime Puanı: 10/10
















Shingeki no Kyojin veya diğer bilinen adı ile Attack on Titan, olayların başladığı 845 yılının 107 yıl öncesine dayanıyor. Nereden geldiği belli olmayan devler ansızın ortaya çıkmış ve hiçbir ayrım yapmadan insanlığı katletmeye başlamışlardır. Herhangi bir zekâyla hareket etmeyen ve tek amaçları sadece insanları öldürmek olan devler karşısında insanoğlunun karşı saldırısı hiçbir işe yaramamıştır ve insanlık nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştır. Geriye kalan insanlar çareyi 50 metre boyunda duvarlar inşa edip arkasında saklanmayı uygun görmüştür. İç içe üç çember halinde ve adları içten dışa doğru Sina, Rose ve Maria olan duvarlar inşa edilmiştir. En iç bölgeye zengin ve önemli insanlar yerleşirken insanlar duvarların ardında yaşamaya başlamıştır. Okyanuslar, çöller, buzullar, kısacası her yer devlerin alanı olmuştur ve zamanla bu yerler hikâyelere, masallara dönüşmüştür. Ve tam 100 yıl, yani 845 yılına kadar surları hiçbir dev aşamamıştır. Surlar hakkında görsel harita için buraya tıklayabilirsiniz. 


845 yılında Duvar Maria’nın dış çehresine bağlı Shiganshina şehrinde yaşayan Eren Yeager, büyüdüğünde askeriyeye katılıp Keşif Birliği üyesi olmak istemektedir. Askeriye kendi içinde üçe ayrılmaktadır. İlki Askeri İnzibat’tır. İç duvar Sina’da görev alan, şehrin asayişini sağlayan ve bildiğimiz polis olarak adlandırabileceğimiz inzibata sadece seçkin öğrenciler girebilmektedir. İkincisi Garnizon’dur. Garnizona katılan askerlerin görevi duvarlar üzerinde nöbet tutmak ve en kötü senaryo gerçekleşirse devlerle mücadele etmektir. Son bölüğün adı da Keşif Birliği’dir. Keşif Birliği’nin görevi surların dışına çıkıp devler hakkında bilgi edinmektir. Lakin Keşif Birliği halk arasında pek onay görmez çünkü Keşif Birliği şehre her geri dönüşünde ağır kayıplar vermiş olarak dönmektedir ve devler hakkında hiçbir ipucu elde edememektedir. Halk da doğal olarak vergileri ile desteklenen Keşif Birliği’nin intihar görevlerine olumlu gözle bakmaz. Eren’e geri dönecek olursak, dediğim gibi kendisi Keşif Birliği üyesi olup dış dünyayı görmek, kendi tabiriyle bulunduğu kafesten çıkmak istemektedir.


Günün birinde Eren, ailesi ile birlikte yaşayan Mikasa ile çalı çırpı toplarken hiç beklenmedik bir şey olur. Bir şimşek çakar ve ansızın diğer devlerden farklı olarak yaklaşık 60 metre boyunda (sur 50 metredir) dev gibi bir dev ortaya çıkar. Genelde insanlara benzeyen devlerden farklı olarak derisi olmayan dev surların tepesinden Shiganshina şehrine bakınca herkes şok olur. Üstelik bir tekme ile de dış kapıyı yerle bir eder ve çok geçmeden de devler içeriye üşüşmeye başlar. İlk şoku atlatan herkes tahliye için kaçmaya başlar. Eren ve Mikasa ise evlerine koşturduklarında bir şok daha yaşarlar. Eren’in annesi enkazın altında sıkışmıştır ve bir dev de çok yakındadır. Garnizon’da görevli Hannes çocukları kurtarır ama Eren’in annesi devlere yem olur. Hiç beklenmeyen bu saldırıda binlerce kişi ölür ama Eren, Mikasa ve iyi dostları Armin tahliye edilmeyi başarır. Şehrin düşmesi yetmiyormuş gibi yine ansızın zırhlı bir dev ortaya çıkar ve iç kapıyı da yıkarak devlerin Duvar Maria’dan içeriye girmesine neden olur. Yani Duvar Maria düşer ve insanlığı korumak için geriye sadece iki duvar kalır. Korku, nefret ve şok gibi türlü hisler içinde olan Eren ise bir yemin eder. Tüm devlerin kökünü kazıyacaktır. Ve tam beş yıl sonra, 850 yılında Eren, Mikasa ve Armin askeri eğitimlerini tamamlayıp birer acemi olurlar.

Shingeki no Kyojin’i izlemeden önce ismini birçok kez duymuş ve özellikle 60 metrelik devin resimlerini her yerde görür olmuştum. Oldukça olumlu yorumlar aldığını gördüğümde de benim de beklentilerim yükselmişti. Derken serinin tamamlanmasına bir bölüm kala izlemeye başladım ve izlemeyi bırakamadım desem yeridir. Genelde bir günde iki veya üç bölüm peş peşe izlerim ama Shingeki no Kyojin izlerken dört bölüm, beş bölüm peş peşe izlediğim oldu ve seriyi dört günde bitirdim. Ve şunu söyleyebilirim ki belki de son yıllarda izlediğim en iyi anime serisi Shingeki no Kyojin. Berserk ve Steins;Gate ile beraber top üçüme de girmiş durumda. Başarılı bir senaryo, harika müzikler, aksiyon sahneleri ne ararsanız var bu animede ama bence en önemlisi insanı sürekli merak ettirerek tetikte tutması. Merak ettirdiği unsur da devler. Devler nedir, nereden geldi, şimdi ne olacak gibi sorular animeye kapılıp gitmenizi sağlıyor ve dediğim gibi bölüm üstüne bölüm izlettiriyor. Bir başka unsur olarak da karakter gelişmelerini de çok beğendim. Öncelikle anime karakterler bakımından bayağı bir zengin ve hepsinin kişiliği farklı. Özellikle devlerle savaşırken birçok acemi askerin dizlerinin bağı çözülmesi çok iyi aktarılmış. Yani koskocaman ve insan yiyen bir dev karşısında askerlerin yaşadıkları korku, eve gitme isteği insanın ruhuna işliyor. En azından ben de askerler kadar korktum:) Kısacası demek istediğim ortada sürekli merak ettiren ve kendisini izlettiren akıcı bir senaryo var. Bir tek dokuzuncu bölümden sonra animenin izlediği yol hakkında şüphelerim vardı ama gelin görün ki bu şüpheler yerini daha da çok meraka bıraktı ve o zaman bu böyleyse şu şöyle midir diye kendimce teoriler üretmeye başladım:)


Animenin çizimleri akranlarından biraz farklı. Öncelikle Shingeki no Kyojin’de komik yüz ifadeleri çok nadir karşımıza çıkıyor. Hani bir espri yapılırsa ancak o zaman. Zaten böyle bir ortamda komiklik ancak üç veya dört kez karşımıza çıkıyor. Animeye ciddi bir hava hâkim ve çizimler de buna göre ciddi ve gerçekçi. Yani uçuk tipler, garip elbiseler falan yok. Karakter çizimlerinde de saki biraz çizgi roman havası varmış gibi geldi bana. Karakterler diğer animelere nazaran nasıl desem, biraz daha sert hatlara ve koyu tonlara sahip. İzlerseniz neden bahsettiğimi büyük ihtimalle anlarsınız. Animenin bir başka can alıcı noktası ise müzikleri. Şimdi diyeceksiniz ki animeyi çok beğendi diye her yerini beğendi diyor ama hakikatten öyle:) Shingeki no Kyojin belki de izlediğim tüm animeler içerisinde en iyi müziklere sahip anime bile diyebilirim. İki adet açılış ve kapanış parçası seriye yakışan parçalar ama benim burada bahsettiğim bölümler esnasında çalan müzikler. Öyle harika parçalar kullanılmış ve o esnada yaşanan atmosferle uyumlu olmuş ki, animeye bambaşka bir hava katıyorlar. Özellikle orkestra tarzı parçalar müthiş. Buraya tıklayarak benim favori parçamı dinleyebilir (özellikle 2:25'ten sonra) ve kendiniz karar verebilirsiniz.

Shingeki no Kyojin, benim gözümde dört dörtlük bir anime ve ikinci sezonunu bekleyemeyeceğim için mangasına da başlamış bulunmaktayım. Elbette herkes animeyi benim kadar çok beğenmeyebilir ama bir anime severin de mutlaka göz atması gereken bir anime Shingeki no Kyojin. Tam da artık eskisi gibi anime yapmıyorlar (sürekli gözleri kocaman, okullu – romantik tarzda ve bayan karakter odaklı animeleri gördükçe düşündüğüm) derken Eren ve devler çıktı karşıma ve iyi ki de çıkmışlar diyorum. Çünkü uzun zamandır bu kadar heyecanla anime izlememiştim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder