4 Ekim 2012 Perşembe

Sword of the Stranger

Yönetmen: Masahiro Ando
Stüdyo: Bones
Tür: Aksiyon, Tarihi, Samuray
Yapım Yılı: 2007
Bölüm Sayısı: Film
Anime Puanı: 10/9

















Sword of  the Stranger, Japonya’nın birçok eyalete bölünüp bu eyaletlerin feodal lordlar tarafından yönetildiği dönem olan Sengoku döneminde (1467 – 1573) geçiyor. Küçük Kotaro ve sadık köpeği Tobimaru, bilinmeyen bir nedenden ötürü Ming Hanedanlığına (Çin’i yöneten hanedanlık) bağlı özel bir grup Çinli savaşçı tarafından yakalanmaya çalışılmaktadır. Kaçışlarında kullanılmayan küçük bir tapınağa sığınan Kotaro ve köpeği tesadüfen orada bulunan bir samuray ile karşılaşır. İlk görüşte Kotaro, samuraya karşı çekingen davransa da Tobimaru ona bir hayli ısınır. Akabinde Ming’li bir savaşçı eşliğinde eyaletin lordunun iki askeri Kotaro’yu tapınakta kıstırır. Samuray duruma kayıtsız kalmaz ve askerlerle Ming’li savaşçıyı sadece kılıcının kabzasını kullanarak etkisiz hale getirir. Sonuçta Kotaro, samuraydan elindeki 10 ryo ettiğini iddia ettiği eşya karşılığında onları gitmeye çalıştıkları yere kadar korumalık yapmasını ister. Samuray bunu kabul eder ve Kotaro ile beraber pek farkında olmasa da tehlikeli bir yolculuğa başlamış olur.
Bu arada, Ming’li savaşçılardan biri olan ve Japonların kılıç kullanma becerilerini sefilce bulan Lou-Lang (veya Japonların değimi ile Rarou) silah arkadaşının Kotaro’ların kaldığı tapınakta ölü bulunmasına şaşırır. Sarı saçları ve mavi gözleri ile aslında bir yabancı olan ve halk arasında “şeytan” lakaplı Rarou, bunu yapan adamı merak eder ve Japonya’da bulunmanın çok da kötü olmadığına kanı getirir.

Sword of the Stranger senaryo olarak pek bir yenilik sunmasa da işlenişi açısından gayet kaliteli bir anime. Özellikle aksiyon sahneleri ile bayağı bir göz dolduruyor. Kılıç sahneleri hem kaliteli hem de estetik. Hatta bana göre en iyi samuray dövüş sahneleri kategorisinde ilk üçe bile çok rahat girer. Tamamen fantastik dışı, teknik ve zeka gerektiren kapışmalar görülmeye değer. Animede atmosfer bazı anlar temposunu düşürse de çabuk toparlanıyor ve hiç sıkılmadan bir saat kırk dakikayı bitiriveriyorsunuz. Ayrıca bana göre konunun fazla komplike olmaması, yani tarihi olaylara ve çok fazla konuşmaya yer verilmemesi de bir artı. Anime basit tutulmuş ama dediğim gibi bu sadeliği bir artı. Sadece bir yerde negatif yönde dikkatimi çeken bir olay var ki onu da söylersem spoiler olacağı için kendime saklıyorum.

Çizimleri bakımından Sword of the Stranger gerçekçi bir çizgide ilerliyor. Yani rengarenk ve garip biçimli saçlarla kocaman gözler kendisini gerçekçi tiplere bırakmış. Karakter çizimleri bence çok başarılı olmuş. Her birinin ayrı bir karizması, kendine has özelliği mevcut. Özellikle Lou-Lang gerçekten kendisini zevkle hissettiriyor. Müzikler ise minimum düzeyde tutulmuş. Az olan müziklerde genellikle klasik Japon müzikleri kullanılmış ve uyumlular. Seslendirmelerde ise Ming’li savaşçıların, yani Çinlilerin Çince konuşması çok güzel bir ayrıntı olmuş.

Özetle Sword of the Stranger gayet başarılı bir yapım ve başta kılıç ve dövüş sahneleri ile bir hayli göz dolduruyor. Samuraylı animelerden hoşlanan herkese muhakkak öneririm.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder