16 Kasım 2013 Cumartesi

Level E

Yönetmen: Toshiyuki Katou
Stüdyo: Studio Pierrot, David Production
Tür: Komedi, Bilimkurgu
Yapım Yılı: 2011
Bölüm Sayısı: Film
Anime Puanı: 10/8

















Dünyamız çok uzun bir zamandır birçok uzaylı türüne ev sahipliği etmektedir. Dünya üzerindeki uzaylılar birbirlerinden haberdar iken insanlar bihaber hayatlarına devam etmektedirler. Bu uzaylıların arasında barış içinde yaşayanlar, kana susamışlar, agresif tutumlular, kaçaklar ve hatta türünün son temsilcileri de dengesiz bir düzen içinde insanlarla bir arada yaşamlarını sürdürmektedirler. Uzaylı olsun, insan olsun herkes bir şekilde yaşamını sürdürürken yeryüzüne bir uzaylı daha ayak basar. Dogura adlı gezegenin prensi, Prens Baka (baka, Japonca aptal anlamına geliyor) dünyaya zorunlu bir iniş gerçekleştirir ve Yukitaka Tsutsui’nin yanında kalmaya başlar. Daha ilk dakikalardan Yukitaka’yı bezdirmeyi başaran prens, dediğine göre hafızasını kaybetmiştir. Fakat kesin olan tek bir şey vardır ki prensin dünyaya ayak basması ile ne Yukitaka’nın ne de dünyadaki herhangi birinin yaşamı artık eskisi gibi olmayacaktır. 


Level E isminin nereden geldiğini de kısa olarak anlatmak istiyorum. Manganın adı ilk olarak “Alien Crises” olarak planlanmış fakat bu isim seri hakkında çok fazla detay verdiği için manganın yazarı Yoshihiro Togashi’den ismin değiştirilmesi istenmiş. Togashi’de “Level 4” adlı bir videokaseti kiraladıktan sonra mangasına “Alien” kelimesinin ilk harfini koyarak Level E koymuş. Lakin Alien kelimesi A ile başlıyor ama Togashi okunuşu olan (eliyın:) E harfini koyunca editörler bu hatayı kendisine iletmiş ama Togashi Level E ismi ile animeyi bağdaştırınca değiştirmeye gerek duymamış. 

Level E’nin ilk üç bölümü sarışın prensimizin dünyaya ayak basması, Yukitaka ve çevresi ile yaşadıkları ve nasıl acayip hınzır, başkalarının çektiklerinden zevk alan ama aynı zamanda nasıl bir dahi olduğunu gözler önüne seriyor ki bu üç bölüm için mükemmel ötesi bile derim. Prens yüzünden gelişen gariplikler komedi ile öyle güzel birleştirilmiş ki şahsen ben çok eğlendim. Üçüncü bölümden sonra ise deyim yerindeyse anime kabuk değiştiriyor. Şöyle ki, ilk üç bölüm belirli bir konuyu takip ediyor ama geri kalan bölümler kendi içinde kendi konularına ayrılmış durumda. Yani dördüncü bölümden sonra anime belirli bir hikâyeyi takip etmiyor. Üçüncü bölümden sonra anime tam 6 senaryoyu daha işliyor ve kimilerinde prens başroldeyken kimilerinde arka planda. Açıkçası Macbac prensesinin dünyaya eş aramak için geldiği iki bölüm dışında (ki bu iki bölümü de hiç beğenmedim) bölümler fena değil ama o ilk üç bölümdeki mükemmel atmosfer de yok. Yani prensin beş arkadaşı zorla Color Rangers kahramanlarına dönüştürüp prensesi kurtarmayı zorlamasını da gayet beğendim ama dediğim gibi ilk üç bölüm bambaşkaydı. Hatta dördüncü bölüm karşıma tamamen farklı bir hikâye çıkınca çok şaşırmıştım. Kısaca özetlersem ilk üç bölüm hem hikâyesi hem komedi yönü ile şahane, diğer bölümlerde konu bütünlüğü yok ama Macbac bölümleri hariç onlar da gayet seyri zevkli bölümler. 


Animenin çizimlerini ilk gördüğümde biraz şaşırmıştım çünkü Level E’de nostaljik bir hava var. Level E’yi gördüğümde aklıma ilk olarak nedense Slam Dunk ve Yukitaka’yı gördükten sonra da Yu Yu Hakusho geldi aklıma ve sonradan bunun sebebini de gördüm. Animenin mangası eski, 95 ve 97 yılları arasında yayınlanmış ve Yu Yu Hakusho’da zaten Mangaka Togashi’ye aitmiş. Anlayacağınız çizimler eski animeleri anımsatıyor ve sizi eskilere götürebilir. Karakterler ise daha çok gerçekçi karakterler olarak karşımıza çıkıyor. Yani kocaman gözlü anime karakterleri değil de daha normaller. Elbette prens hariç. Uzun sarı saçları ve kadınsı görünümü ile tam bir şeytan olan prens, herkese pabucunu ters giydiriyor. Animenin kapanış parçasını pek beğenmedim ama açılış parçası oldukça güzel ve hareketli. Anime esnasında çalan parçalarda genel olarak iyiler. Bir sözüm de Türkçe altyazılara yönelik olacak. Animenin İngilizce altyazısı genelde küçük çaplı argo kelimeler içeriyorken “thiefpliskin”e ait olan çevirilerde çok net küfürler kullanılmış. Lakin benim sözüm kötü yönde değil. Tamam, ağır küfürler yer alıyor ama günlük konuşma tarzına öyle bir uymuş ki karakterler resmen Türk gibi hareket edip küfrediyor. Yani küfrü savunduğumdan değil ama hakikatten kullanılan terimler cuk oturmuş ve aslında hepimizin günlük hayatta kullandığı birçok kelime animeye tam oturmuş. Hani başka animede böyle bir çeviri yöntemine gidilse berbat bir durum oluşabilirmiş ama Level E’de karakterlerin tavırları ile bu altyazılar harika bir uyum içinde.

Level E, ilk üç bölümü hariç fazla bir yenilik sunmuyor ama başta prens olmak üzere tüm karakterler başarılı ve animenin eğlence dozu daima yüksek. Şahsen ben izlerken keyifli dakikalar geçirdim ve komedi tarzında okullu animelerden sıkılanlar için alternatif bir anime olarak düşünüyorum. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder