Stüdyo: Sunrise
Tür: Macera, Aksiyon, Bilimkurgu
Yapım Yılı: 2012
Bölüm Sayısı: 24
Anime Puanı: 10/5
Sword Art Online’ın kardeşi olan ve yirmi dört yıl sonrasını, yani 2046 yılında geçen Accel World’de “Neuro-Synchronization”, basit deyimiyle sinir sistemi ile internete bağlanmak mümkündür. Sword Art Online’ı izleyenler bilir, orada kafalarına Nerve Gear adında kask benzeri bir alet takarak internete giriyorlar ve sanal ortamı adeta yaşıyorlardı. Accel World da ise kask da tarihe karışmıştır ve boyna tamsa gibi bağlanan Neru-Linker ile internet ve dünya deyim yerindeyse iç içe geçmiştir. İnsanlar oluşturdukları avatarları ile sanal dünyalarda gezinebiliyor, sadece bir parmak hareketi ile mail gönderebiliyor ve sanki telepatikmiş gibi uzaktaki bir insanla bağlantı kurulabiliyordur. Daha da ilerisi, örneğin gözleriniz bozuk ise Neuro-Linker görüş algınıza bile müdahale edip gerekli düzeltmeyi yapabiliyordur. Kısacası hayat demek Neuro-Linker demektir ve doğumdan itibaren bile bu tasmalar herkesin boynundadır.
Haruyuki “Haru” Arita, ortaokula giden oldukça kısa boylu, şişman ve kendine güveni pek olmayan bir gençtir. Okulda da sürekli zorbaların hedefi olan Arita’nın tek kaçış noktası sanal dünyadır ve burada tek başına “squash” (duvar tenisi) oynamaktadır. Squash’da en yüksek puana sahip olan Arita günün birinde rekorunun okulun en güzel kızlarından olan, saygı duyulan ve aynı zamanda okul konseyinin yardımcı başkanlığını yapan Kuroyukihime (Black Snow Princess) lakaplı kız tarafından geçildiğini görür. Ertesi gün Hime, Arita’yı yanına çağırır ve onu zorbaların da elinden kurtarır. Fakat daha önemlisi Hime, Arita’ya “Brain Burst” isimli gizemli oyun programı ile tanıştırır. Arita bu programın sadece bir oyun olmadığının çok geçmeden farkına varır çünkü program beyni yavaşlatarak adeta zaman durmuş hissi vermektedir. Brain Burst dövüşlerde mücadele edilerek puan kazanılan ve kazandıkça seviye atlanabilen özel bir programdır. Seviye atladıkça elde edilen özel yetenekler aynı zamanda gerçek hayatı da etkileyebilmektedir. Fakat oyunda seviye atlamak oldukça zordur ve Brain Burst programına her giriş yapıldığında belirli sayıda puan harcanmaktadır ve yenilince de puan kaybedilmektedir. Puan sayısı sıfıra ulaştığında da Brain Burst kendi kendini silmektedir ve tekrardan yüklemek asla mümkün değildir. Arita’yı Brain Burst ile tanıştıran Hime, ondan onuncu seviyeye ulaşmasına yardım etmesini ve kral lakaplı dokuzuncu seviye kullanıcıları yenerek oyunun yaratıcısı ile tanışması konusunda yardım ister.
Accel World, tıpkı Sword Art Online gibi insanı meraklandırarak başlıyor. Neuro-Linker sayesinde sanal dünyaya açılan kapı izleyeni bir hayli cezp ediyor. Lakin Brain Burst sistemi ile tanıştıktan sonra da daha da keyif alacağımı zannederken anime bir yerden sonra sürekli bayır aşağı gitmeye başlıyor. Öncelikle anime Brain Burst odaklı değil karakter odaklı. Elbette garip oyun büyük yer kaplıyor animede ama ön planda olan karakterler ve birbirleri ile ilişkileri. Nitekim sorunda burada başlıyor çünkü karakterlerin hiçbiri (belki biraz Hime) ilgi çekici değil. Özellikle animenin ikinci yarısından sonra Noumi adlı karakteri izlemek resmen çile. Animenin ana karakteri Arita ile de ne yazık ki empati kurmak bir hayli zor. Özellikle neden kendisinin boyu otuz santimlik cetvel kadar, anlamış değilim. Tamam, kilolu olabilir, hatta kilolu ve yakışıklı olmayan bir ana karakter görmek yeni bir soluk ama diğer karakterlerin diz boyuna geliyorsa da saçma derim. Ayrıca bazı anlarda koca koca filozoflar gibi konuşan, kelime oyunu yapan karakterler diğer bölüm bir bakıyorsunuz ilkokul 2 seviyesine inmişler. Yani davranışlarında bir tutarlılık da yok ve ortaokul çocukları gibi asla davranmıyorlar. Son olarak Brain Burst’un bazı yanları çok uçuk. Yani “bu kadar da olmaz” dediğim çok yeri vardı. Anlatmak istediğim, anime ilk bakışta güzel ve ilgi çekici ama eştikçe çok fazla delik göze çarpıyor ve karakterler en azından benim gözümde başarısızlar.
Animenin çizimleri için fazla söylenecek bir şey yok. Klasik anime çizimlerinde kızlarımızın rengârenk saçları ve kocaman gözleri var. Mekân çizimleri her daim canlı ve Brain Burst’taki mekân tasarımları (kimisi bilimkurgu tarzında, kimisi fantastik) oldukça başarılı. Dediğim gibi Arita’nın fındık boyutu dışında çizimlerle bir derdim olmadı. Animenin iki adet açılış ve kapanış parçası bulunmakta. Ne yalan söyleyeyim, hiçbirini beğenmedim. Bölümler esnasında çalan parçalar ise biraz daha başarılı.
Accel World ve Sword Art Online aynı dönemlerde yayınlanmış iki anime ve Sword Art Online’nın bana göre ortalama bir anime ve Accel World, onun yanına bile yaklaşamamış durumda. Senaryonun tatmin etmemesi, başarısız karakterler ve sürekli Brain Burst sistemine yeni şeyler katacağım diye bazı “fantastik” kurguların animeye tıkıştırılmış olmasından dolayı verdiğim puanı layık gördüm. Toparlayacak olursam, Accel World’den fazla bir şey beklemeyin ve Sword Art Online’ı izlediyseniz eğer Accel World’den de aynı performansı ummayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder