Stüdyo: Lerche
Tür: Gerilim
Yapım Yılı: 2013
Bölüm Sayısı: 13
Anime Puanı: 10/8.5
Aynı adlı PSP oyunundan uyarlanan Danganronpa: The Animation ile kendimizi sıra dışı bir lise olan Hope’s Peak Academy’de buluyoruz. Oldukça saygın bir lise olan bu okula sadece seçilmiş “ultimate” öğrenciler girebilmektedir. Serinin ana karakteri olan Naegi ise orta halli bir öğrencidir ve herhangi bir dalda yeteneği yoktur. Lakin düzenlenen bir çekiliş ile Hope’s Peak Academy’de “şanslı” unvanı ile okumaya hak kazanmıştır. Artık şanslı mıdır yoksa şansız mı bilinmez ama okula adımını attığı an Naegi kendinden geçer ve camı çerçevesi mühürlenmiş bir sınıfta kendine gelir. Naegi ufaktan okulu gezmeye başlar ve tüm pencerelerin, kapıların mühürlü olduğunu keşfeder. Spor salonuna geldiğinde ise içeride on dört öğrencinin daha olduğunu görür. Diğer öğrenciler de tıpkı Naegi gibi okula yeni başlayacaktır fakat kendisi gibi bayılmışlardır ve okulun farklı köşelerinde uyanmışlardır. Toplamda on beş farklı özelliği olan öğrenci neler olup bittiğini çözmeye çalışırken uzaktan kumandalı Monokuma adında bir ayıcık beliriverir ve kendisinin okulun müdürü olduğunu söyler. Elbette ilk bakışta kimse bu oyuncağı ciddiye almaz ama Monokuma yavaş yavaş kötücül yanını ortaya çıkarmaya başlar. Dediğine göre on beş öğrenci ömürleri boyunca kilitli Hope’s Peak Academy’sinde kalacaktır. Lakin bir mezun olma yolu da vardır. Eğer kişi mezun olmak istiyorsa diğer öğrencilerden birisini öldürmeli ve yakalanmamalıdır. Gerçekleşen cinayetten sonra mahkeme düzenlenecektir ve eğer cinayeti işleyen kişi açığa çıkarsa idam edilecek, çıkmazsa diğerleri idam edilerek serbest bırakılacaktır. Şoka uğrayan öğrenciler doğal olarak ilk başta bu olaya karşı çıkar fakat sadist Monokuma onları cinayet işlemeleri için köşeye sıkıştırmaya başlamakta ve psikolojik baskı yaratmaktadır. Ve çok geçmeden de ilk cinayet işlenir…
Mermi (Dangan) ve aksini ispatlama (Ronpa) kelimeleri bir araya gelerek oluşturulan Danganronpa, mahkemelerde ekranda beliren revolver şarjörüne ve mermi olarak sunulan itirazlara hitap ediyor. Eğer animeyi izlemeyi seçerseniz ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Mantık hatalarını bir kenara bırakırsak Danganronpa oldukça sıra dışı bir anime. Mantık hataları derken işte tamamen kilitli bir okul, konuşan ve yoktan var olup kaybolan bir ayı gibi detaylardan bahsediyorum. Bunları bir kenara koyarsak dediğim gibi içeriği ile oldukça saran bir anime var karşımızda. Akademinin sırrı, dış dünya ile bağlantının olmaması, kendine okul müdürü diyen manyak bir ayı ve sırası ile yaşanmaya başlayan cinayetler Agatha Christie romanlarını andırmıyor değiller. Animenin bir diğer güzel kısmı da her cinayet sonrasında Monokuma gözleminde gerçekleştirilen mahkemeler. Hakikatten çok güzel ayrıntılar sunuluyor ve izlerken acaba suçlu kim çıkacak diye merak ediyorsunuz. Ayrıca olayların tamamen on beş karakter etrafında gerçekleşmesi de ortama ayrı bir gizem katmış çünkü suçlu muhakkak aramızda bulunan kişilerden birisi oluyor. Animenin 13 bölüm olması da isabet olmuş çünkü bu süreç birkaç kez tekrarlanıyor ve daha uzun olsaymış olaylar durağan bir hal almaya başlardı ve hikâye kan kaybetmeye başlardı.
Bahsettiğim gibi başta ana karakterimiz Naegi olmak üzere on dört (Monokuma hariç) öğrenci daha var animede. Ve hepsinin kendine has yeteneği, kendine has bir kişiliği var. Hepsinin ortak özelliği ise tahmin edeceğiniz üzere hayatta kalmak. Karakterleri birer cümle ile kısaca tanıtacak olursam;
Makoto Naegi: Şanslı unvanına sahip Naegi ana karakterimiz ve olaylara olumlu yönünden bakmaya meyilli bir karakter.
Yasuhiro Hagakure: Afro saçları ile dikkat çeken Hagakure şaman unvanına sahiptir ve sakin, içten kişiliği ile dikkat çekiyor.
Hifumi Yamada: Oldukça şişman olan Yamada bir otakudur ve unvanı doğal olarak manga yazarıdır. Yamada aslında korkak bir tiptir ama sinirlendiğinde tehlikeli olabiliyordur.
Kiyotaka Ishimaru: Tam bir örnek öğrenci olan Ishimaru kurallara oldukça düşkündür ve unvanı da disiplinli olmaktır.
Junko Enoshima: Sarı saçları, mavi gözleri ama sevimli görünüşe karşın huysuzca davranan Enoshima, dergiler için poz vermektedir ve unvanı da modeldir.
Chihiro Fujisaki: Oldukça çekingen bir kişiliğe sahip olan Fujisaki bilgisayar uzmanıdır ve lakabı da programcıdır.
Celestia Ludenberck: Gotik görünümü ve olaylara soğukkanlılıkla yaklaşması ile dikkat çeken Celes’in unvanı kumarbazdır.
Mondo Ohwada: Çabuk sinirlenen ve kavgacı tipi ile serseri kategorisine cuk oturan Ohwada delikanlı ve maço tavırları ile ön plandadır ve unvanı da motorcudur.
Leon Kuwata: Kırmızı saçları ve sakalları ile pek öğrenciye benzemese de yakışıklı Kuwata, oldukça yetenekli bir beysbol oyuncusudur ve unvanı da doğal olarak beysbolcudur.
Aoi Asahina: Neşeli ve enerjik tavırları ile dikkat çeken Asahina aklı bir karış olsa da daima iyi niyetlidir ve iyi bir atlet ile yüzücü olduğu için unvanı da yüzücüdür.
Sakura Ohgami: Belki de görünümü ile en ilginç karakter olan Ohgami, sanki Street Fighter oyunlarından fırlamış gibi gözüküyordur. Dünya çapında yakın dövüş ustası olan Ohgami’nin unvanı dövüşçüdür.
Touko Fukawa: Oldukça çekingen ve kompleksi olan Fukawa vaktini genellikle kütüphanelerde geçirdiği için unvanı da kitapçı kızdır.
Byakuya Togami: Dünyanın en varlıklı ailelerinden birisinden gelen, zeki, kültürlü ama aynı zamanda acımasız olan Togami, hayatta kalmak için bu oyunu oynamaya hazırdır ve unvanı elit çocuktur.
Kyoko Kirigiri: Sessiz sakin dolaşan bu kız aslında oldukça zekidir ve gözlem yeteneği bir hayli gelişmiştir. Unvanı ise bilinmemektedir.
Sayaka Maizono: Bir dönem Naegi ile aynı okulda okumuş olan Maizono sevecen bir kızdır ve popülerliği ile tanınmaktadır. Dolayısıyla lakabı da idoldür.
Danganronpa, biraz farklı ama güzel çizimlere sahip bir anime. Farklı dediğim kısım zaten yine karakterler. Dediğim gibi her tipten öğrenci mevcut ve buna göre görünüşleri de bir hayli farklı. Klasik öğrenci tipli Naegi’den takım elbiseli elit Togami’ye kadar veya eski animelerde karşımıza çıkan saçları öne doğru uzun delikanlı tipine kadar insan var ve kim nasıl birisi tipine bakarak aşağı yukarı anlayabiliyorsunuz. En sıra dışı çizimlere ise Sakura Ohgami sahip ki ben hayatımda böyle bir kız görmedim:) Lakin birçok erkekten de daha delikanlı, daha ağırbaşlı diyebilirim kendisi için. Çizimler bakımından en farklı şey idam sahnelerinde kullanılan 3D görüntüler. Anime o vakitlerde anime olmaktan çıkıyor ve sanki bir oyunun ara videosuna dönüşüyor. Bir oyundan geldiğini bildiğimiz için bu özellik animeye ayrı bir hava katmış. Ayrıca anime esnasında yine oyunlarda karşımıza çıkan (daha doğrusu Japon RPG tarzı yapımlarda) efektler de animeye güzel oturtulmuş. Çizimler bakımından tek beğenmediğim kan renginin pembe olması. Seri boyunca hatırı sayılır miktarda kanla karşılaşıyoruz ama hepsi oyundaki gibi pembe olarak uyarlanmış. Açıkçası komik duruyor, ölü bir karakter var ve üzeri fosforlu pembe kan kaplı. Şimdi aklıma geldi, animenin beğenmediğim yönlerinden birisi de mahkeme sonrası açığa çıkan suçlunun ani karakter değişimi. Tamam, idam edileceksin ve korkabilirsin ama en “cool” takılan karakterin bile psikopata bağlaması tuhaf. Son olarak müziklere değinmek istiyorum. Animenin müzikleri oldukça başarılı. Hem açılış parçası olan Never Say Never ve kapanış parçası olan Zetsubosei oldukça iyi ve animeye yakışmış parçalar. Bölümler esnasında çalan parçalara değinmiyorum bile çünkü onlar da atmosferi iyi tamamlıyor.
Danganronpa: The Animation, dediğim gibi küçük mantığa aykırı gelen detayları bir kenara koyarsak gayet başarılı bir anime olmuş diye düşünüyorum. Sonu da fena sayılmaz ve ikinci sezona, daha doğrusu ikinci Danganronpa oyununun anime uyarlamasına açık kapı da bırakılmış. İçerik olarak farklı ve hikâyesi ilgi çekici garip bir anime arıyorsanız Danganronpa’ya göz atın derim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder