Stüdyo: A-1 Pictures
Tür: Fantastik, Tarihi
Yapım Yılı: 2009 - 2010
Bölüm Sayısı: 24 + 12
Anime Puanı: 10/6
Kuroshitsuji (Black Butler) veya Kara Kâhya, izleyenini 1880’li yılların sonuna, İngiltere’ye götürüyor. İngiltere’nin en zengin ailelerinden olan ve bizzat kraliçeye de hizmet eden Phantomhive ailesinden Ciel Phantomhive’nin 10. yaş gününde malikâneleri ateşe verilir ve annesi ile babası ölür. Ciel ise ortadan kaybolur ve yaklaşık bir ay sonra ortaya çıkar. Üstelik ortaya çıktığında yanında Sebastian adında, karalara bürünmüş bir kâhya da eşlik etmektedir. İlk bölümde bize anlatıldığı üzere Sebastian aslında bir iblistir. Ciel’i ölümden kurtarmış ve ailesini katledenlerden intikam alabilmesi için tüm gücünü ona sunmuştur. Elbette karşılığında da intikam tamamlandığında Ciel’in ruhunu alacaktır. Bölümler boyunca Ciel’in Sebastian ile beraber İngiltere sokaklarında gezen kötülüklerle karşı karşıya gelmeleri, bir yandan da ailesinin katilleri hakkında ipucu arayışları konu edilmektedir.
Kuroshitsuji 2 ise ilk sezonun bitişinin ardından bir yıl ve üç ay sonrasını konu alıyor. Üstelik bu sefer işin içinde Alois Trancy adında başka bir kont ve onun da Sebastian’dan aşağı kalır yanı olmayan Claude adlı kâhyası vardır.
Animenin ilk üç bölümü daha ziyade karakterleri ve ortamı tanıtmakla geçtiğinden açıkçası biraz sıkıcı. Üçüncü bölümden sonra ise olaylar biraz daha hareketleniyor. Animenin aslında bayağı ilginç bir içeriği var ama bana göre hikâyenin işlenişi, daha doğrusu serinin yaşattığı atmosfer pek olmamış. Çünkü animede bazı yerlerde komedi unsurları kullanılmış ve hiç olmamış. Yani bir yerinede bırakın gülmeyi tebessüm bile etmedim. Bazı yerlerde ise tam olay tavan yapmak üzereyken şiddet ve aksiyon unsurları ansızın yarıda kesiliyor ve yine komiklikler yapılmaya çalışılıyor. Yani demek istediğim senaryo güzel ama yapılmak istenen komedi unsurları ile yeterli gelmeyen aksiyon sahneleri arasında sıkışıp kalmış. Oysa anime daha bir ciddi olsa ve şiddet unsurları biraz daha fazla olsa harika bir anime olurdu diye düşünüyorum çünkü seriyi sırtlayan ve birazdan bahsedeceğim olan Sebastian çok iyi bir karakter. Herhalde küçük yaştakilere de hitap etsin diye olacak ki anime çoğu yerinde yumuşatılmış. İlk sezonun bitişini devam eden mangasını da göze alırsak fena bulmadım ama ikinci sezon sanki biraz fazla uçmuş gibiydi :) Ayrıca bana mı öyle geldi bilmiyorum ama anime sanki melekleri kötülüyor gibime geldi. İblis Sebastian sanki çok iyi birisi ve rakipleri olan meleklerde pisliğin önde gideniymiş gibi bir hava var sanki. Belki de biraz abarttım ama melekleri kötüleme kesinlikle var.
Kuroshitsuji’nin en büyük artılarından birisi karakterleri. Animede irili ufaklı birçok karakter var ama bazıları var ki keşke olmasaymış dedirtti bana. Bunlardan bir tanesi Elizabeth. Ciel’in yaşıtı olan Elizabeth’ten daha ilk çıktığı bölüm nefret etmeye başladım. Bir de diğer normal kahya Tanaka’nın ikide bir “chibi” moduna geçmesi falan bana çok lüzumsuz geldi. Diğer taraftan ise dediğim gibi Sebastian harika bir karakter. Gerek bakışları, gerekse muzip ve kendinden emin gülüşü ile serinin bel kemiği diyebilirim. Sebastian’nın yanısıra Undertaker adlı karakterde seyir keyfini arttıran bir diğer unsur.
Görsel olarak Kuroshitsuji’nin bence bir eksiği yok. Klasik karakter çizimlerinin yanında Londra havası, tarihi atmosfer iyi yaratılmış. İlk sezonun bir açılış ve iki kapanış müziği, ikinci sezonunsa tek açılış ve kapanışı var ve açıkçası sıradanlar. Lakin bölümler esnasında çalan parçalar ise seriye cuk oturmuş. Daha çok orkestra müziği kullanılmış ve atmosferi iyi tamamlıyorlar.
Kuroshitsuji aslında senaryosu ile büyük şeyler vaat ediyor ama bana göre iyi işlenememiş. Dediğim gibi komedi unsurları bence çok yersiz ve animede bir bölüm atmosfer tavan yaparken diğer bölüm konudan kopmaya ve sıkıcılaşmaya başlıyor. Ben zaman zaman Kuroshitsuji’yi severek çoğu zaman ise sıkılarak, sırf Sebastian’ın hatırına izledim. Sebastian için animeye bir göz atın derim ama beklentilerinizi de fazla yüksekte tutmayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder